11 Ekim 2015 Pazar

İstanbul'da Çalışan Anne Olmak,

Kadın İşgücü;

Günümüzde çalışma koşullarının değişmesiyle birlikte kadınların da iş gücüne katılım oranlarında ciddi bir artış yaşanmaktadır. Özellikle küreselleşme ile birlikte yaşanılan dönüşümle birlikte gelişen teknolojiyle vasıfsız iş gücünün vasıflı işgücünün yerine ikame edilmesi kadının iş gücü piyasasında yerini almasını hızlandırmıştır.

Normal boyutlarda olan kendi şahsına münhasır şehirlerde yaşayan kadın çalışanların yaşadığı sıkıntılar kronikleşmiş aile iş dengesini çok fazla sarsmadığı görülmekle birlikte daha çok İstanbul, İzmir gibi şehirlerde kadınların çalışma hayatında olması bir yandan da annelik görevlerini yerine getirmesi neredeyse yirmi dört saat aralıksız mesai yaparcasına enerji harcamalarına neden olmaktadır.

Aile-iş dengesinin önemi

Araştırmalar neticesinde karşılaştığım bir haberin içeriğinde araştırmacı: “Çocuklu kadınların iş dünyasında yükselmesinin mümkün olmadığını iddia ediyordu. Mevcut düzende başarıya ulaşanlarınsa ‘genç ve ailelerine bakmak zorunda kalmayacak kadar zengin’ olduğunu ifade ediyordu”.

Haberin devamında bu araştırmaya katkı yapan Prof. Amerika’da yaşıyor. Prof, 2009-2011 arasında Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın ilk kadın siyasi planlama direktörü olarak çalışıyor.

Bu görevden ailesiyle daha fazla vakit geçirmek için ayrılıyor. 2012’de de ‘Kadınlar neden hâlâ her şeye birden sahip olamaz’ başlıklı bu yazıyı kaleme alıyor. Slaughter, “İş dünyasında giriş seviyesinde çalışanların yüzde 50’si kadınken, üst yönetimde bu oran yüzde 20’ye düşüyor.

Birçok kadın ne kadar hırslı, özgüvenli olsa da ya da partnerleri evdeki işleri eşit üstlense de iş-aile dengesinin artık sürdürülebilir olmadığını fark ediyor” diyor.

Daha iyi imkanlar sağlanmalı;

Bunların sadece çalışan kadınlar için değil, ailesinde bakıma muhtaç çocuk ya da yaşlı olan herkes için sorun olduğunun altını çizen profesör, çocuk ve yaşlı bakım hizmetlerinin ulaşılabilir şekilde ücretlendirilmesini, hastalıklar için izin hakkı oluşturulmasını, hamilelerin iş güvencesinin artırılmasını, okul saatlerinin çağın gereklerini yansıtacak şekliyle belirlenmesini teklif ediyor.

Aslında birçok açıdan güvencesiz olarak çalıştırılan kadınların bir takım haklardan yararlanmanın dışında çalıştığı işte de kariyer güvencesinden mahrum kalmaktadır. Böylesi bir olumsuz durumdan etkilenen kadınlarda mesleki doyumsuzluk ve psikolojik yıpranmanın erkeklere göre çok daha fazla olmaktadır. Bunun için ülkemizde yasalar çerçevesinde kadınlara doğum ve emzirme izinleri gibi klasik bir takım hakların yanı sıra yıldırma ve psikolojik taciz gibi mental açıdan kendilerini daha rahat hissedebilecekleri bir ortamda çalışmaları aile-iş dengesini kurmalarında çok büyük katkı sağlayacaktır.

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder